Bu Savaş Senin Değil Ey İnsan!
Bu savaş senin değil ey insan! Bu savaş Bir türlü doyuramadığımız sermaye sahiplerinin savaşı,
Bu savaş senin değil bu savaş Bilimsel çalışmalarla ürettikleri silahları deneyenlerin savaşı,
Bu savaş senin değil, bu savaş demokrasi getireceğim diyerek binlerce km ötelerden gelip kan gözyaşı oluk oluk akıtanların savaşı
Bu savaş senin değil, bu savaş kabillerin, katillerin istediklerini alma savaşı
Bu savaş senin değil, bu savaş Allah’ı unutup nefislerinin kulu kölesi olanların savaşı
Yeryüzünde insan var olduktan buyana bir kavgadır gidiyor. Bu kavgaların özünde tahakküm etme, yönetme, sistem kurma gibi yaklaşımlar yer almaktadır. Hüküm ve hâkimiyet Allah’ın olmasına rağmen bu konuda Allah ile rekabet edercesine hükmü ve hâkimiyeti beşeri ideolojilerin nefsi tahakkümüne iten yaklaşımlar, yeryüzünde fitne çıkarmış, adalet yerine zulmü tesis etmiştir. Tarihte Firavunlar, Nemrutlar hep var olmuştur. Bunlar zulmün temsilcileri olarak bilinmektedir. Benzer nitelikte tarihi zalimler oldukça fazladır. Günümüzde aynı ekolü sürdüren zihinler ve sistemleşmiş anlayışlar bulunmakta olup bugün ki kaosun, sıkıntıların, savaşın sorumluları da bunlardır. Bunlar mazlumu, zayıf bırakılmış mustazafı ezip sömürerek hayatlarını devam ettirmektedirler. Bir bakıma da zalimlerin bu davranışlarını ortaya koyma cesaretini, yeterince hakikate sahip çıkamamış, birlik olamamış, aynı dava ve aynı amaç için bir araya gelememiş zihinler vermektedir. Savaşın enkazdan, gözyaşından, kan akıtmaktan acıları yaşatmaktan, insanları yurdundan yuvasından etmekten başka bir amacı olmadığı halde, bugün yine savaş ile karşı karşıyayız. Afganistan da, Hindistan’da, Libya da, Irak ta, Suriye de Filistin deve daha birçok coğrafyada şimdi de Ukrayna da insanların kanları akmakta, gözyaşları, feryatları dünyanın gözü önünde gerçekleşmektedir. Sadece seyreden bir dünya halkları var. Ne zaman insanlık onurunu ayaklar altından kaldıracağız, ne zaman adalet için ayağa kalkacağız. Ne zaman yurdundan çıkarılan mazlum insanlar için haykıracağız, ne zaman namusları kirletilen, tecavüze uğrayan kadınlar için öfke olacağız, ne zaman masum, hiçbir şeyden haberi olmayan çocukların öldürülmeleri karşı sesimiz çıkacak. Üzülerek söylemeliyim ki hiçbir zaman. Bu zalimlerin zulmü bir gün bizleri de yakacak, bugün sesini çıkarmadığımız her olgu yarın bizlerin hayatlarında olacaktır.
Bizim savaşlarımız hakikat, adalet ve insan onuru için olmalıdır. Dün sesini çıkaramadıklarının sonuçlarını gördün yaşadın bari şimdi sesini yükselt ve savaşa dur de!
Barış içinde yaşamak kadar insana yakışan başka bir şey yoktur.