CORPORATE
LATEST ANNOUNCEMENTS
STANDART BÄ°LÄ°NÇLE BEKLENEN DEĞİŞİM
Barış isteyip sürekli savaşın dilini kullananlar…
Ä°yilik isteyip kötülüÄŸün davetkarlığını yapanlar..
Adalet isteyip hakikatin üstünü örtenler…
Çözüm isteyip sorunun parçası olanlar..
………………
Belki bir çok kavramlarla örnekleri çoÄŸaltabiliriz, meramımızı anlatmak için bu kadarla yetinelim. YaÅŸadığımız toplumun genelinin dilinde her ÅŸey güzel ifade edilirken hayatın pratiklerinde ben merkezli ve kaotik davranışların olması bilinç düzeyinin standartlaÅŸması ya da artık otomotik davranışlara dönüÅŸmesi anlamına geliyor demektir. Ä°ster meseleyi bireysel olarak ele alalım isterse toplumsal eksende ele alalım, sorunların sürdürülebilirliÄŸi artarken çözümlere dair sürdürülebilirlik sistemlerinin oluÅŸamaması da yine bilinç düzeyi ile alakalı bir durumdur. Gerçek anlamda toplumların ve bireylerin sorunlarına baktığımızda davranışları belirleyen, ihtiyaçları belirleyen hatta düÅŸünmenin nasıl olması gerektiÄŸini belirleyen bir takım mekanizmalar olduÄŸunu görebiliriz. Bu mekanizmaların nasıl iÅŸlediÄŸi, kimler tarafından kontrol edildiÄŸi, aynı zaman da mekanizmanın karşısında duranlara nasıl yaklaşılması gerektiÄŸini belirleyen güçlü ve sistemsel bir takım mekanizmaların olduÄŸundan bahsediyoruz. Varlık aleminin merkezinde olduÄŸunu iddia eden insan, nasıl düÅŸünür, nasıl duygu oluÅŸturur, nasıl eyleme geçer bunların hepsinin elbette ki açıklamaları mevcuttur. Biz burada bu açıklama ve tanımları geniÅŸ geniÅŸ yapmayacağız lakin meselenin anlaşılması için sistemin nasıl iÅŸlediÄŸini ve bilinç düzeyinin nasıl olaylara karşı davranış kalıplarında kaldığını anlatmaya çalışacağız. Öncelikle insan zihnine her hangi bir yolla mesaj gelmediÄŸi sürece insan zihni bir düÅŸünce üretmekte zorlanacaktır hatta ketum kalacaktır. Yani insan gördüÄŸü ile dokunduÄŸu ile ve iÅŸittiÄŸi ile mesajlara genelde muhatap olur. Åžimdi ÅŸöyle düÅŸünelim insan zihni mesajları nerelerden alıyor? Hangi kanalla alıyor hangi duygulara bürünüyor ve davranışlarına yansıyanların neler olduÄŸu…
Bir defa bunları söylerken insani deÄŸerler ekseninde meseleleri düÅŸünerek ifade etmeyi ilke ediniyoruz. Ä°nsanın merkez deÄŸerleri, adalet, ahlak, sevgi, saygı, hak, hukuk gibi kavramlarını kastediyorum. BahsettiÄŸimiz kavramların lekelendiÄŸi, kirlendiÄŸi hatta bunları önemseyenlerin sorgulandığı bir dönemde yaşıyorsak insanın inÅŸa süreçlerinde ki zihinsel mesajlarına, oluÅŸan duygularına ve dahi dönüÅŸen davranışları ile ilgili durumları sorgulamalıyız. Yukarıda belirttiÄŸimiz gibi insan zihni muhatap olduÄŸu mesajlara yüklediÄŸi anlamlar ve oluÅŸan duygular ekseninde eyleme geçmektedir. Bu durumu dikkatlice ele aldığımızda odaklandığımız nokta ÅŸurası olmaktadır. Alınan mesajın doÄŸruluÄŸu ve netliÄŸi, insanın hangi yönünü geliÅŸtirdiÄŸi, hangi duygulara dönüÅŸtüÄŸü, davranışların insani deÄŸerlerle örtüÅŸüp örtüÅŸmediÄŸi, iÅŸte tüm bunların farkındalığını ortaya koyabilmek için standart bilincin üzerine çıkmak gerekecektir. Mevcut iÅŸleyiÅŸle insan sürekli tekrar eden hayatındaki olguların verdiÄŸi mesajla farklı düÅŸünemeyecektir. Farklı düÅŸünmekten kastımız, hayatına dahil edecekleri ile etmeyeceklerine özgürce karar verme bilinci. Yani sürekli aynı ÅŸeyleri deneyerek farklı bir ÅŸey elde edilemeyeceÄŸi kuralını dikkate alırsak. Sürekli aynı yaÅŸam ekseninde oluÅŸan durumlar ekseninde de farklı düÅŸüncelerin pek mümkün olmayacağı gerçeÄŸini ifade ediyoruz. Sürekli sorunları konuÅŸup çözüm üretememenin merkezinde oluÅŸan gerçek sorun bilinç düzeyinin standardın üzerine çıkamayışıdır. Bilinçli farkındalık belli oranda oluÅŸmazsa toplumsal deÄŸerlerin bozulması artarak devam edecek.
Kendini geliÅŸtirip deÄŸiÅŸtirmeyen birey ve toplumların sorunları konuÅŸmasından daha büyük problem yoktur.
Necdet TOPCU